Hemoroid (Basur)

Hemoroid (Basur)

Hemoroid veya basur hastalığı hakkında bilinmeyenler:

  • Hemoroid veya basur, dünya genelinde makat bölgesine ait en sık rastlanılan sorundur. Makat bölgesi yakınmaları nedeni ile başvuran hastaların ortalama olarak % 50’sinde hemoroid belirlenir.
  • Erişkin nüfusun ortalama % 70’inin yaşamlarının bir döneminde, hemoroid sorunu yaşadığı bildirilmektedir.
  • En sık olarak rastlandığı yaş grubu 45-65 yaş arasıdır. Ancak, liften fakir batılı diyet şeklinde beslenme sonucunda, hemoroid sorununa çok daha genç yaşlarda rastlandığı görülmektedir.
  • Hemoroid veya basur, 50 yaş civarındaki her iki kişiden birinde belirlenir.
  • Erkeklerde kadınlara oranla 1.3 kat daha sık görülürler.
  • Genellikle hastalar utanma, muayeneden korkma, kötü bir sonuçla karşılaşma endişesi veya umursamama gibi nedenlerle doktora geç başvururlar.
  • Hemoroid hastalarının sadece % 5-10’unda ameliyat gerekir.

Hemoroid veya basur nedir? 

Her sağlıklı insanda makat bölgesinde, dişli çizginin (linea dentata) hemen üzerinde yastıkçıklar bulunur ve bunlar içlerinde damarlar, bağ dokusu ve düz kası barındırırlar.  Ancak, sürekli kabızlık veya ishal, aşırı ıkınma, yanlış tuvalet alışkanlıkları veya hamilelik nedeniyle bu yastıkçıklar sarkarak, hemoroid şeklini alır. Önceleri ise, hemoroid makat (anüs ve rektum) bölgesindeki toplar damarlarının genişlemesi veya varisi olarak tanımlanmaktaydı, ancak günümüzde bu görüş kabul görmemektedir.

 Hemoroid veya basur tipleri

Yer aldıkları bölgeye göre hemoroid veya basur iç ve dış olarak ikiye ayrılır.

Dış hemoroid (basur): Makat bölgesinin en hassas ve ağrıya duyarlı olan bölgesinde yerleşirler. Buradaki damar pıhtılaşırsa aşırı ağrılı bir şişlik oluşturlar (tromboze hemoroid).

İç hemoroid (basur): En sık rastlanan belirtisi ağrısız olarak makattan dışarıya sarkan şişliktir. Çoğunlukla hastalar tarafından dışkılama sonrasında temizlik işlemi sırasında tesadüfen fark edilirler. Bu hemoroid veya basurun dışarıya tam olarak sarkması veya fıtıklaşması ve içeri itilememesi durumunda şiddetli ağrıya neden olabilir.

Hemoroid veya basur nedenleri

Günümüzde yaygın olarak kabul gören görüşe göre hemoroidler; makat etrafındaki korumayı gerçekleştiren yastıkçıkların (anal cushions) bütünlüğünün bozulması nedeni ile oluşmaktadır. Makat yastıkçıkları sağ ön, sağ arka ve sol yan yerleşimlidirler. Basur veya hemoroid sorunu olan kişilerde sağlıklı kişilere oranla toplar damarlar (venler) genişler, damarlarda pıhtılar oluşur (tromboz), kas ve bağ dokularında sarkmalar meydana gelir. Bazı hastalarda, bu değişikliklere ek olarak, makat kanalı içinde yer alan bağırsakta (rektum) ülserler, pıhtılaşma (tromboz) ve beslenme bozukluğu (iskemi) oluşur.

Hemoroid/Basur Oluşumunu Kolaylaştıran Faktörler Nelerdir?

  • Uzun süre oturmayı gerektiren meslekler: sekreterlik, memurluk, mimarlık, mühendislik, bankacılık, vb.
  • Bazı sporlar: vücut geliştirme, bisiklete binme, motosiklete binme, ata binme
  • İleri yaş
  • Kronik kabızlık
  • Kronik ishal
  • Dışkılama güçlüğü
  • Gebelik
  • Lohusalık
  • Kalıtım
  • Dışkılama sırasında aşırı ıkınma
  • Fazla laksatif (dışkı yumuşatıcı) veya lavman kullanımı
  • Tuvalette uzun süre oturma alışkanlığı, tuvalette kitap okuma

Hemoroid Yeterli Makat Temizliği Yapılmadığı İçin Mi Olur?

Hemoroid veya basur gelişmesinde, kişisel hijyen, taharetlenme veya makat bölgesi temizliğinin bir ilgisi olmadığı saptanmıştır.

Deri Çıkıntısı Ne Anlama Gelir?

Deri çıkıntısı veya ‘skin tag’ pıhtılaşmış dış hemoroidler, makat çatlağı veya iltihabi bağırsak hastalığına bağlı olarak gelişen makat etrafındaki deri fazlalıklarıdır.

Hemoroid (Basur) İle Karışan Hastalıklar Nelerdir?

Makattan kanama olduğunda hasta mutlaka uzman bir cerrah tarafından muayene edilmelidir. Sadece makat bölgesi ile uğraşan cerrahlara proktoloji uzmanı adı verilir.

Hemoroid (Basur) Hastalığı Evreleri

I. Evre hemoroid: kanamaya yol açan ve makat dışına çıkmayan iç basur

II. Evre hemoroid: makat dışına çıkan, ancak kendiliğinden içeri giren iç basur

III. Evre hemoroid: makat dışına çıkan ve kişinin elle içeri itebildiği basur

IV. Evre hemoroid: makat dışına çıkan ve kişinin elle içeri itemediği basur

Hemoroid (Basur) Hastalığının Seyri

Hastalığın başlangıç döneminde sadece makattan kanama yakınması varken, daha sonraki dönemlerde kanamaya dışkılama sırasında makatta oluşan şişlikler eşlik eder. Hemoroid (basur) ilerledikçe bu şişlikler artık içeriye girmez hale gelir. Özellikle ilerlemiş olduğu dönemlerde hemoroid (basur) memelerinin dışarı çıkmış olması nedeniyle makat devamlı ıslak hale gelir. Makat ıslaklığı nedeniyle kaşıntı da diğer yakınmalara eklenir. Bir de hemoroidin (basur) akut dönem özellikleri vardır. İç hemoroidler (basur memeleri) dışarıya çıkar, içeriye giremez ve şişer. İçleri kanla dolar. Bu dönemde makatta büyük, şişkin bir kitle oluşur ve bu safha çok ağrılıdır.

Hemoroid Veya Basurdan Korunma

  • Posadan zengin bir beslenme tarzını benimsemek (meyve, sebze, baklagiller, corn flakes vb.)
  • Tuvalette uzun zaman geçirme, tuvalette gazete okuma veya bulmaca çözme, aşırı ıkınma gibi alışkanlıkları terk etmek. Çocuklara tuvalete ihtiyaç duydukları anda gitmeleri ve orada uzun zaman geçirmemeleri gerektiğini öğretmek (ideali 3 dakika)
  • Spor ve düzenli egzersiz yapmak
  • At, motosiklet veya bisiklete binmenin hemoroid açısından olumsuz etkilerinin olduğunu bilmek
  • Halter ve güreş gibi ağır sporların, zorlanma nedeniyle olumsuz etkilerinin olduğunu bilmek

2017 Yılına Ait Öneriler (Garg & Singh)
TONE olarak kısaltılmıştır ve her bir harf bir önlemi simgelemektedir.

T: (Three minutes at defecation): dışkılama süresi 3 dakika olmalı. Dışkılama sırasında tuvalette uzun süreli tablet veya akıllı telefon kullanımı, gazete, kitap okuma, sosyal medyada gezinme veya bulmaca çözme gibi alışkanlıklardan vazgeçilmelidir.

O: (Once-a-day defecation frequency): günde bir kez dışkılama, mümkünse sürekli sabah veya sürekli akşam.

N: (No straining during passing motions): dışkılamada aşırı ıkınmadan kaçınılacak

E: (enough fiber): yeterli lif alımı (5-6 çay kaşığı Psyllium veya karnıyarık otu 600 ml su ile) önerilmektedir. Batı tarzı diyette günlük 8-15 gram lif alınırken, sağlıklı olarak kabul edilen yüksek lifli diyette günde 25 gramın üzerinde lif alınması gerekir.

 Hemoroid için erken dönemde ameliyatsız tedaviler tercih edilirken, ileri evrede ise ameliyat tercih edilmektedir.

Hemoroid Ameliyatı

Hemoroid Ameliyatı Öncesi Ne Tür Bir Hazırlık Yapmak Gerekir?

Hemoroid ameliyatı öncesinde hastaların kan sulandırıcı ilaçları (Aspirin®, Coraspin®, Ecoprin®, Dispril®, Coumadin®, Heparin®, Plavix®, Pradaxa® vb.) ameliyattan 7-10 gün önce kesilir. Ameliyattan önceki gece yarısından sonra, su ve gıda alımı kesilir. Bazı cerrahlar ameliyattan önce bağırsak hazırlığı amacı ile herhangi bir ilaç önermezken, cerrahların büyük bir bölümü ameliyattan bir gün önce ağızdan alınan bağırsakları boşaltmaya yarayan müshil (ağızdan alınan sodyum fosfat, senna alkaloidleri, polietilen glikol vb. maddeleri içeren toz veya sıvı) ilacı verir veya lavman önerirler.

Hemoroid (Basur) Hastalığı Ameliyat Yöntemleri Nelerdir? 

Hemoroid veya basur hastalığı ilerlemişse cerrahi yöntem gündeme gelir. Bunlar:

1.Klasik Ameliyat Teknikleri: Milligan & Morgan (1937 yılında tanımlanmış açık tekniktir), Ferguson (kapalı teknik), Parks (submukozal hemoroidektomi) ve Whitehead ameliyatları: prensipte hemoroid memelerinin; makas, bıçak, monopolar elektrokoter, bipolar koter (BICAP), ‘’Ligasure’’ veya ‘’Ultracision –harmonic scalpel’’ türünde damar kapatma cihazları ile kesilerek çıkartılmasını hedeflerler. Bu tekniğe ‘’hemoroidektomi’’ adı verilir. İşlem sırasında makatın genişletilmesi veya ‘anal dilatasyon’ işlemi özellikle üçüncü derecede hemoroidlerde belirgin bir rahatlama sağlar. Hemoroid memeleri makat kanalının içerisinden alınırsa buna ‘’kapalı hemoroidektomi’’ adı verilir ve bu teknikte makat derisinde hiçbir yara veya iz olmaz. Makat kanalı dışında ve makat derisinden hemoroid memelerinin alınması işlemi ise ‘’açık hemoroidektomi’’ olarak adlandırılır.

2.Lateral İnternal Sfinkterotomi: Makat içi basıncı düşürme amacı ile makat iç kasının kesilmesi işlemidir. Ameliyat sonrasındaki erken dönemde (ilk bir ay) % 4, ancak uzun (10 yıl) dönemde % 35 oranında gaz ve dışkı veya gaz kaçırma (inkontinens) komplikasyonu görülebilir. Bu işlemin bağırsak cerrahisi (kolorektal cerrahi) alanında çalışan bir cerrahlar tarafından özel durumlar dışında, bu yöntem pek tercih edilmemektedir.

3.Makatın Genişletilmesi (Anal Dilatasyon): Bu teknik anestezi altında makat kaslarının cerrahın parmakları ile genişletilme işlemidir. Sıklıkla, diğer tekniklere ek olarak yapılmakla birlikte, sadece anal dilatasyon yapan cerrahlar da vardır.

4.Lazer Yöntemi: CO2, Argon, NdYag, Diod lazerler bu amaçla kullanılabilir. Tüm lazerlerin ana amacının damarların tutkal ile yapıştırılarak kapatılması gibi adlandırılabilir. Bu yöntemin değişik çalışmalarda, ağrı ve nüks oranları yönünden klasik yönteme oranla üstünlüğü mevcuttur. Son yıllarda 1,470 nm dalga boyunda ve 13 watt gücünde ince bir lazer çubuğu ile dairesel olarak (radyal fiber ile) hemoroidleri yakarak ortadan kaldırılmaktadır ve bu yönteme ‘’lazer hemoroid ablasyonu’’ veya ‘’lazer hemoroidoplasti’’ adı verilmektedir. Nüks oranı, diğer ameliyatlı tekniklerde olduğu gibi, % 20-30 civarındadır. Bu teknikte bıçak veya makas gibi kesici bir alet kullanılmadığından, ameliyat sonrası ağrı yakınması daha az olur ve kas kesme (LİS girişimi) yapılmadığından, gaz ve dışkı veya gaz kaçırma komplikasyonu görülmez. Lazeri kullanan cerrahın bu konudaki deneyimi, kullandığı cihaz ve diğer tekniklere olan hakimiyeti çok önemlidir. Burada önemli olan nokta: lazeri ‘’asrın mucizesi’’ veya ‘’ameliyatta son nokta’’ olarak düşünmemektir. Zira, lazer ameliyatta cerrah tarafından kullanılan bir cihazdır ve cerrahlara birçok avantajlar sağlar. Hastaların büyük bir çoğunluğu bazı yanlış yönlendirmeler sonucunda, ‘’ben ameliyat istemiyorum, lazer ile tedavi olmak istiyorum’’ şeklinde talepte bulunmaktadır. Halbuki lazer ameliyat sırasında uygulanan bir tekniktir. ‘‘Ameliyatsız lazer ile hemoroid tedavisi’’ veya  ‘‘muayenehanede lazer ile hemoroid tedavisi’ olarak adlandırılan yöntem ise, gerçekte infrared koagülasyon olarak adlandırılan ve % 50 civarında nüks oranı olan apayrı bir tekniktir.

5.Longo Yöntemi: Hemoroid (basur) tedavisindeki ameliyat yöntemlerinden biri de Longo tekniğidir. Hemoroid makatta genellikle üç yerde olup, dizilimi de saat kadranı üzerindeki 3, 7 ve 11 hizalarıdır ve klasik cerrahi yöntemde en az üç yerden yara oluşturmak gerekir. Bu ister normal dikişle yapılsın, ister lazer uygulamasıyla yapılsın makatta ciddi yaralar oluşur. Antonio Longo tarafından İtalya’da Palermo Üniversitesi’nde 1997’de geliştirilen yöntemde ise makat dışında bir yara oluşmaz, ameliyat makat derisine (anoderm) oranla tamamen sinir ağından daha fakir bir bölge olan makatın içinde gerçekleştirilir, bu da ameliyat sonrasındaki ağrı duyusunu azaltır. Ayrıca, makat sarkması durumlarında ve ileri derecedeki hemoroidlerde (üçüncü ve dördüncü derecedeki hemoroidler), Longo tekniği iyi sonuçlar verdiği bildirilen tekniktir. Longo ameliyatı ülkemizde 1999 yılından beri uygulanmaktadır.

Longo Hemoroid Ameliyatının Artıları

  • Az ağrılı olması: Stapler hemoroidopeksi olarak tanımlaman bu yöntem ise daha az ağrılı ve hastanın kısa sürede iyileşmesini sağlar. Longo yönteminde, makatın ağız kısmına girişim yapılmaz. Çünkü makatın son 3-4 santimetrelik kısmı ağrıya duyarlıdır ve bu teknikte daha yukarıdan çalışılır. Longo yöntemiyle tedavi edilen hastaların yüzde 80’i ağrı kesiciye daha az ihtiyaç duyar.
  • Makattan sarkmayı önlemesi: Tek kullanımlık bir alet yardımı ile hemoroid (basur) memelerini yukarı doğru çeker ve hepsi içeriye girmiş olur. Böylece iç hemoroid (basur) memelerinin dışarı doğru sarkması engellenmiş olur.
  • Damarları kesmesi ve dikmesi: Bu alet bu damarları keser ve diker. Böylece damarlar sabitleneceği için sonraki ıkınmalarda hemoroid (basur) memeleri makattan dışarıya çıkmayacaktır.
  • İşe daha erken geriye dönmeyi sağlaması: Ameliyat süresi 20-30 dakika arasında değişmektedir. Çoğu hasta 3-4 gün sonra aktif yaşamlarına ve işlerine geri dönebilir.

Longo Hemoroid Ameliyatının Eksileri

Burch ve ark. klasik hemoroid ameliyatları ile Longo yöntemini karşılaştırdıklarında, Longo tekniğinin daha az ağrılı olduğunu, ancak bu hasta grubunda hemoroid nüksü ve makat sarkması komplikasyonuna daha fazla rastlandığını belirlemişlerdir. Longo tekniği sonrasında, % 25-30 oranında dışkının tam bitmemesi hissi veya tıkayıcı tipte dışkılama komplikasyonu gelişmesi, % 15-20 oranında hemoroid nüksü, % 15 oranında makat sarkmasının devam etmesi, % 15 oranında makattan kanama, % 10 oranında ağrılı dışkılama ve % 1-5 oranında makat çatlağı sorununa rastlandığı bildirilmektedir.

6.Rektal Mukopeksi Veya RAR Yöntemi: Bu teknik makatın, rektum olarak adlandırılan kalın bağırsağın son kısmına, emilen ve dışkı ile dışarı atılan dikişlerle tespit edilmesi esasına dayanır. Rektal mukopeksi yöntemi; rektoanal repair (RAR), transanal haemorrhoidal dearterialisation (THD) veya hemoroid arteri ligasyonu (HAL) olarak ta adlandırılmaktadır. Teknik, 2007 yılında İtalya’da Dal Monte tarafından tanımlanmıştır ve bir kalem ucu şeklinde bir dopler cihazı yardımı ile makat kanalı içinde, hemoroid yastıkçıklarının içindeki atardamarlarının bulunması ve bu bölgeye dikiş atılarak damar akışının engellenmesi prensibine dayanır. İlk çalışma ikinci, üçüncü ve dördüncü derecede olan 330 hasta üzerinde uygulanmıştır. THD tekniği ile % 7-12 nüks ve % 5-10 kanama, % 10 ağrılı dışkılama sorunu olduğu bildirilmektedir. Bu yöntemde % 1’den az olmak üzere; makat çatlağı, makat fistülü, gaz kaçırma gibi sorunlar görülür.

Ameliyat yöntemleri hastaya göre seçilmelidir. Milligan Morgan yöntemi adı verilen ameliyat tekniği sıkça kullanılır. Bu yöntemin özelliği hemoroidlerin (basur) baş kısmından sonuna kadar bir alet yardımıyla kesilip çıkarılmasıdır. Birinci derece hemoroidlerin (basur) varlığında, cerrahi tedavi önerilmez ve bunun yerine oturma banyosu, bazı merhemler ve ağızdan alınacak haplarla tedavi planlanır. Hastalığın hangi evrede bulunduğunun tedavi yönteminin seçilmesinde önemlidir.

Hemoroid (Basur) Tekrarlar Mı? 

Öncelikle, nerede ise hiçbir hastalıkta kesin iyileşme garantili tedavinin mümkün olmadığını bilmenizde yarar var. Hemoroid konusunda, sanal ortamda belirtildiği gibi, ‘’hemoroid için kesin çözüm’’,  ’ 5 dakikada hemoroid için kesin tedavi’’ ‘’5 dakikada hemoroid’e son’’, ’5 dakikada hemoroid’e paydos’’, ’5 dakikada garantili hemoroid tedavisi’’, ‘’hemoroid tedavisinde % 100 başarı’’, ‘’hemoroid için garantili tedavi’’,  ‘’hemoroid’e paydos’’, ‘’hemoroid kabusuna son’’ gibi bir gerçek maalesef mümkün değildir. Hemoroid (basur) tedavi edilse bile ameliyatsız yöntemlerde % 10-50 ve ameliyatlı yöntemlerde ise % 5-15 oranında tekrarlayabilir veya nüks edebilir. Nedenler arasında uygulanan cerrahi teknik, devam eden kabızlık ve beslenme alışkanlıklarındaki hatalar vb. nedenler sayılabilir.

Hemoroid (basur) ameliyatı sonrasında görülen komplikasyonlar

  • Makat bölgesinde ağrı: % 5-10 arasında ameliyattan ortalama üç hafta sonra başlayan kronik ağrı olabilir, bu durumun halka şeklinde kısaltılan bağ dokusuna vücudun yanıtı şeklinde açıklanmaktadır.
  • İdrar yolu enfeksiyonu
  • İdrar yapma zorluğu: hastaların % 30’unda ameliyat sonrasında geçici olarak (sıklıkla ameliyat gecesinde) işeme zorluğu (idrar retansiyonu) gelişir.
  • Makattan kanama: Klasik hemoroid hemoroid ameliyatları sonrasında olguların % 2-5’inde ve Longo ameliyatı sonrasında ise olguların % 5’inde kanama gelişir.
  • Geride memelerin kalması: hastaların en sık olarak yakındığı sorun küçük deri çıkıntılarını (skin tag) basur (hemoroid) memesi olarak yorumlamalarıdır. Bunlar hastaya huzursuzluk ve kaşıntı yaratırlar. İyileşmeye döneminde oluşan bu memelerin % 90’ı herhangi bir girişime gerek kalmadan küçülürler ve tekrar hemoroid oluşumuna neden olmazlar.
  • Kabızlık
  • Ektropion veya Whitehead deformitesi: Hemoroid (basur) ameliyatı sırasında fazla miktarda bağırsak (rektum) bölümü kesilirse ve uygun şekilde tespit edilmez veya tespitinden kurtulursa makatın dışında iyileşme yoluna gider ve bu duruma ektropion veya Whitehead deformitesi adı verilir. Bu durumda hastadan sümüksü (mukuslu) bir akıntı gelir, ciltte tahriş ve kaşıntı olur.
  • Makat darlığı: Erken evredeki hemoroidlerin ameliyatı sonrasında ortalama % 3 ve komplike veya ileri hemoroid ameliyatlarından sonra ise % 10 oranında ve sıklıkla ilk bir yıl içinde makat darlığı gelişir.
  • Ameliyat sonrasında makat sarkmasının devam etmesi: Milligan & Morgan tekniğinde ortalama % 15, HAL tekniğinde % 10, Longo tekniğinde     % 15 oranında sarkmanın devam ettiği belirlenmiştir.
  • Makat çatlağı (anal fissür)
  • Makat fistülü
  • Enfeksiyon
  • Makatta kaşıntı
  • Dışkı veya gaz kaçırma: kas kesme (LİS girişimi) yapıldığında rastlanır.
  • Hemoroidlerde pıhtılaşma
  • Dışkı taşlaması
  • Rektovajinal fistül
  • Sürekli ıkınma hissi (tenesmus)

HEMOROİD İLE İLGİLİ ÖZEL DURUMLAR

İltihabi bağırsak hastalığında hemoroid

Özellikle, Crohn hastalığı veya ülseratif kolit gibi iltihabi bağırsak hastalığında hemoroid varlığında ameliyat kararı alırken çok temkinli yaklaşmak gerekir. Bu tür hastalıklarda alevlenme döneminde hemoroid ameliyatı yapıldığında hastalık daha şiddetlenebilmektedir, bu nedenle hastalığın hekim tarafından ilaç ile baskılandığı bir dönemde (remisyon), bu tür bir ameliyatı planlamak daha mantıklı olur.

Hemoroid pıhtılaşması

Hemoroid (basur) pıhtılaşması veya diğer adları ile hemoroid (basur) trombozu, perianal tromboz, perianal hematom, eksternal (dış) tromboze hemoroid, hemoroid’i oluşturan damarlardaki kanın pıhtılaşması nedeniyle oluşur. Pıhtılar nedeniyle tıkanan hemoroid memesi gerilir ve hastaya çok şiddetli ağrı verir. Bu durum özellikle doğum sonrasında lohusalıkta sorun teşkil eder. Pıhtılaşan hemoroid memesi lokal veya genel anestezi ile boşaltılınca hastada çok kısa bir sürede büyük bir rahatlama hissi oluşur. Daha sonradan pıhtının boşaltıldığı delik cerrah tarafından sıklıkla dikilir ve bazen de boşalması için açık bırakılabilir. Yapılan çalışmalarda pıhtılaşmış hemoroid memesi, lokal veya genel anestezi ile cerrahi olarak boşaltıldığında, ağrının 1-4 gün içinde, buna karşın ameliyatsız olarak sadece ilaç ile tedavi edilmeye çalışıldığında 24 gün içinde ağrının kaybolduğu belirlenmiştir. Ağrı için buz kompresi, ılık su ile oturma banyosu, lokal anestezi oluşturan Lidocaine, Nitrogliserin, Nifedipin veya mentol içeren kremler ve sert bir zemin üzerine oturma gayet etkili olmaktadır. Hemoroid hastalığında tekrarlama (nüks) oranı ameliyat yapılmayan grupta % 25-50 iken, ameliyat grubunda ise % 5’den az olarak belirlenmiştir.

Hemoroid boğulması

Hemoroid (basur) boğulması veya strangülasyonu, makattan dışarıya sarkma yapan üçüncü veya dördüncü evredeki hemoroidlerde gözlenir. Acilen tedavi edilmeze boğulan hemoroid bölümünde aşırı ödem sonucunda ülser ve sonrasında doku ölümü (nekroz) gelişir. Tedavisinde, acil olarak, ameliyathanede ve sıklıkla genel anestezi (narkoz) altında, Longo hemoroid ameliyatı veya üç hemoroid memesinin lazer, makas, bıçak, monopolar elektrokoter, bipolar koter (BICAP), Ligasure veya Ultracision türünde damar kapatma cihazları ile alınması uygulanır.

 Gebelikte hemoroid

Hamilelik veya gebelik döneminde kadınların % 10-15’inde hemoroid ciddi bir sorun oluşturur. Bu nedenle, hemoroid sorunu olan kişilerin hamile kalmadan önce uygun şekilde tedavi olmaları yararlı olur. Hamilelerde, mümkün olduğunca ameliyatsız şekilde hemoroidi tedavi etme yoluna gidilir. Gebeliğin ilk üç ayında düşük tehdidi nedeniyle ameliyat olağanüstü durumlar dışında pek uygulanmaz, ikinci ve üçüncü aylık dönemde (trimester) hemoroid tedavisinde zorunlu olursa lokal anestezi ile girişim yapılabilir. Hamilelik sırasında hemoroidi olan kadınların % 25-30’unda doğum sonrasında hemoroid pıhtılaşması (trombozu) sorunu geliştiği belirlenmiştir. Doğumu 39. haftadan sonra gerçekleştiren gebelerde hemoroid pıhtılaşmasına daha sık olarak rastlandığı belirlenmiştir.

Lenfoma ve lösemi varlığında hemoroid

Lenfoma (lenf kanseri) ve lösemi (kan kanseri) gibi önemli hastalıklarının varlığında hemoroid ciddi bir sorun olarak ele alınmalıdır. Bu tür hastalıkların aktif döneminde hemoroid için herhangi bir girişim yapılması durumunda, hastanın yaşamını tehdit edebilecek ağır enfeksiyonlar gelişebilir. Bu tür durumlarda sıklıkla Hematoloji Uzmanı ile cerrah ortaklaşa çalışmalı ve ameliyat gerekli ise hastalığın ilaçlar ile kontrol altında olduğu bir dönemde (remisyon) yapılmalıdır.

Makat varisi veya portal hipertansiyon hastalarında hemoroid

Karaciğer sirozu varlığında portal hipertansiyon hastalığına rastlanmaktadır. Bu hasta grubunda, makat bölgesindeki varisler, portal kan basıncının artması durumunda baraj kapağı gibi açılmakta fazla kanı boşaltmaktadır, yani bu varisler, artmış portal basıncı boşaltarak dengeleyen bir sigorta görevini üstlenmektedirler. Varisler alındığında bu boşalma olanağı ortadan kaldırılmış olur ve buda yemek borusundaki varislerden yüksek basınçlı toplar damar kanının boşalmasına yol açabilir. Bu tür bir durumda ağızdan bol miktarda kırmızı renkli kanama gelir ve bu duruma portal hipertansiyon kanaması adı verilir. Siroz ve portal hipertansiyon hastalarının % 50-80’inde makat bölgesinde varis bulunur, bu durumu hemoroid’den ayırt etmek gayet önemlidir.

 Hemoroid veya basur ameliyatını hangi mevsimde yaptırmak avantaj sağlayabilir?

Hemoroid veya basur ameliyatı sonrasında hekimler sıklıkla makat bölgesine pansuman amacı ile ılık su içine oturma banyoları önerirler. Oturma banyosu küvet, leğen içinde yapılabilirken, bu amaçla geliştirilmiş gayet pratik klozet içine oturan özel plastik oturma küvetleri bulunmaktadır. Basur (hemoroid), makatta çatlak (anal fissür), makat apsesi (perianal apse) veya makat fistülü (perianal fistül) gibi makat bölgesi ameliyatlarından sonra hastalara önerilen oturma banyosu yerine denizde tuzlu su ile banyo yapmak yara iyileşmesi açısından çok yararlıdır. Pratikte hemoroid ameliyatını yaz mevsiminde olan bir hastanın, ameliyat sonrasında uzun süre denizde kalması, hem hasta konforu, hem de yara iyileşmesi açısından katkı sağlar.

 Hemoroid veya basur hastalığı kansere neden olabilir mi?

Hemoroid hastalığı kansere neden olmaz. Ancak, basit hemoroid (basur) sanılan bazı olguların altında makat kanseri, rektum kanseri veya bağırsak kanseri bulunabildiğini unutmamak gerekir. Özellikle, hemoroid ile birlikte sürekli karın ağrısı, zayıflama, dışkı çapında incelme, dışkının üzerinde kan bulunması ve gece terlemeleri gibi belirtiler varsa bağırsak kanseri açısından şüphelenmek ve hekime başvurmak gerekir. Bu tür bir sorunun varlığında,  kolonoskopi tetkiki durumu kolaylıkla aydınlatmaktadır.

Hemoroid veya basur hastalığı olan hastalar hangi bölüme başvurmalıdır?

Hemoroid veya basur sorunu olan kişilerin bir Genel Cerrahi Uzmanı’na başvurmaları gerekir. Ağırlıklı olarak makat bölgesi ve bağırsak sorunları ile ilgilenen bölüme proktoloji, koloproktoloji veya kolorektal cerrahi adı verilir. Bu tür cerrahlar da, halk arasında makat doktoru, basur doktoru, hemoroid doktoru olarak adlandırılırken, Tıp alanında proktolog veya kolorektal cerrah olarak adlandırılırlar.

 HEMOROİD (basur) hastası nasıl beslenmeli?

Hemoroid (basur) hastalığında, hem hastalıktan korunmak ve hem de hastalığın alevlenme dönemlerinde rahat etmeleri açısından uygun bir diyetle beslenmeleri çok önemlidir. Hemoroid hastalarının yoğun şekilde dışkı gevşetici (laksatif) ilaçlar kullandıkları gözlemlenmektedir. Dışkılama eyleminin rahat olabilmesi için, dışkı yumuşatıcı ilaçlar kullanmak yerine; günde 2 Lt civarında su tüketmek, bol lifli ve doğal bir beslenme şekli tercih edilmelidir. 20-50 yaş grubundaki kişilerin diyetlerindeki günlük lif miktarı, erkeklerde ortalama 40 gram ve kadınlarda 25 gram olmalıdır. Bazı besin düzensizliklerine neden olmamak için, diyetteki lif miktarının günde 50 gramı aşması önerilmez. Tahıl, bakliyat, soya fasulyesi, arpa, pirinç ve buğday, vitaminler, sebze ve meyvelerin dengeli şekilde alınması bağırsak hareketlerini arttırır ve kabızlık ile mücadelede çok yararlıdır.

 Hemoroid hastaları için yararlı gıdalar

A vitamini içeren gıdalar: kayısı, havuç, bezelye, patates, ıspanak, bal kabağı ve yumurta

B vitamini içeren gıdalar: tahıllı gıdalar, pirinç, mercimek, fasulye, patates, şeker pekmezi, muz, hindi eti ve ton balığı

C vitamini içeren gıdalar: kuşburnu, kivi, Brüksel lahanası, çilek, ahududu, mandalina, ıspanak. Limon, greyfurt ve portakal hem lif ve hem de C vitamini içerirler, ancak özellikle makatta yanma sorunu olan hastaların yakınmalarının artmasına neden olabilirler.

E vitamini içeren gıdalar: tahıllı gıdalar, ayçiçek yağı, fındık, ceviz, badem, ıspanak, şalgam, pancar, zeytin, karahindiba, balkabağı, balık ve kuşkonmaz

Tahıllı gıdalar: kepek, mısır, mısır gevreği (corn flakes, müsli) ve esmer pirinç

Kuru yemiş: kuru üzüm, kuru kayısı, kuru incir, kuru erik, fındık ve ceviz

Meyveler: elma (kabuklu), kayısı, muz, yabanmersini (çay üzümü), kavun, karpuz, kiraz, vişne, üzüm, şeftali, armut, ananas, erik, ahududu (frambuaz, ağaç çileği) ve çilek

Haşlanmış sebzeler: lahana (beyaz, kara ve kırmızı), karnabahar, havuç, yabani havuç (karakavza), patates (kabuklu), ıspanak, kuşkonmaz, kabak, şalgam, mısır, Brüksel lahanası

Çiğ sebzeler: fasulye filizi, kereviz, salatalık, kıvırcık salata, mantar, soğan, yeşil biber, ıspanak ve domates

Baklagiller: bakla, fasulye, nohut, soya, mercimek, bezelye, keçi boynuzu, yalancı akasya ve gülibrişim

Ekmek: tahıllı, yulaflı, çavdarlı, kepekli ve buğdaylı

Diğer: keten tohumu ve şeker pekmezi

Hemoroid hastaları için zararlı madddeler

  • Baharatlı gıdalar: kırmızı biber, kara biber, pul biber, acı biber, izot vb.
  • Turunçgiller: limon, mandalina, portakal, greyfurt
  • Çay ve kahve (aşırı tüketimi)
  • Kebap ve benzeri gıdalar: kebap, lahmacun, çiğ köfte, pizza, hamburger, sosis ve turşu
  • Süt ürünleri: günde kibrit kutusu kadar peynir, bir bardak süt, bir bardak ayran ve bir kase yoğurt tüketilebilir, ancak yüksek miktarlarda tüketildiklerinde makatta kaşıntıya yol açarlar.
  • Ketçap
  • Çikolata
  • İçecekler: enerji içecekleri, asitli içecekler
  • Alkol: şarap ve bira gibi mayalı içkiler
  • Hamur işleri: kek, pasta, beyaz ekmek
  • Beyaz pirinç
  • Konserve gıdalar
  • Tuzlu ve yağlı gıdalar
  • Ağrı kesici ilaçların kullanımı

Klasik olarak acı ve baharatlı gıdaların hemoroid hastalarında yakınmaları kötüleştirdiği ve dışkılama güçlüğüne neden olduğu bilinir. Altomare ve ark. 2006 yılında gerçekleştirdikleri çalışmada, ikinci ve üçüncü derecede hemoroid sorunlu hastaları iki gruba ayırıp, birinci gruba kırmızı biber hapı vermişler ve ikinci gruba ise vermemişlerdir. Bunun ardından her iki gruptaki hastaları; makattan kanama, makatta şişlik, makatta ağrı ve makatta kaşıntı ve yanma gibi yakınmalar açısından karşılaştırmışlar ve sonuçlar arasında fark olmadığını tespit etmişlerdir. Bu çalışma, ülkemizde yoğun acı ve baharat tüketen güney ve güneydoğu Anadolu illerindeki hemoroid hastalarının yakınmalarının diğer bölgeler ile benzerlik göstermesi konusuna ışık tutabilir.

Kaynaklar

  1. Yu K, Li H, Xue P, et al. Modified ultrasound scalpel haemorrhoidectomy versus conventional haemorrhoidectomy for mixed haemorrhoids: a study protocol for a single-blind randomised controlled trial. Trials 2023 Feb 24; 24(1):140. doi: 10.1186/s13063-023-07175-6.
  2. Parés D, Molinet C, Troya J, et al. Influence of bowel habit and hormonal changes on the development of hemorrhoidal disease during pregnancy and post delivery period: a prospective cohort study. Dis Colon Rectum 2021 Feb 9. doi: 10.1097/DCR.0000000000001822. Online ahead of print.
  3. Ferrandis C, De Faucal D, Fabreguette JM, et al. Efficacy of Doppler-guided hemorrhoidal artery ligation with mucopexy, in the short and long terms for patients with hemorrhoidal disease. Tech Coloproctol 2020 Jan 9. doi: 10.1007/s10151-019-02136-1.
  4. Consalvo V, D’Auria F, Salsano V. Transanal hemorrhoidal dearterialization with doppler arterial identification versus classic hemorrhoidectomy: a retrospective analysis of 270 patients. Ann Coloproctol 2019 May 31. doi: 10.3393/ac.2017.09.04.
  5. Garg P, Singh P. Adequate dietary fiber supplement and TONE can help avoid surgery in most patients with advanced hemorrhoids. Minerva Gastroenterol Dietol 2017; 63 (2): 92-96.
  6. Watson AJ, Hudson J, Wood J, et al; eTHoS study group. Comparison of stapled haemorrhoidopexy with traditional excisional surgery for haemorrhoidal disease (eTHoS): a pragmatic, multicentre, randomised controlled trial. Lancet 2016 Nov 12;388(10058):2375-2385.
  7. Burch J, Epstein D, Sari AB, et al. Stapled haemorrhoidopexy for the treatment of haemorrhoids: a systematic review. Colorectal Dis 2009; 11: 233-243; discussion 243.
  8. Dal Monte PP, Tagariello C, Sarago M, et al. Transanal haemorrhoidal dearterialisation: nonexcisional surgery for the treatment of haemorrhoidal disease. Tech Coloproctol 2007; 11 (4): 333–8; discussion 338–9.
  9. Altomare DF, Rinaldi M, La Torre F, et al. Red hot chili pepper and hemorrhoids: the explosion of a myth: results of a prospective, randomized, placebo-controlled, crossover trial. Dis Colon Rectum 2006; 49 (7): 1018-1023.
  10. Milligan ETC, Morgan CN, Jones LE, et al. Surgical anatomy of the anal canal and operative treatments of haemorrhoids. Lancet 1937;ii:1119–1124.

Prof. Dr. Korhan TAVİLOĞLU
Proktoloji Uzmanı

 

Kaynaklar

  1. Parés D, Molinet C, Troya J, et al. Influence of bowel habit and hormonal changes on the development of hemorrhoidal disease during pregnancy and post delivery period: a prospective cohort study. Dis Colon Rectum 2021 Feb 9. doi: 10.1097/DCR.0000000000001822. Online ahead of print.
  2. Ferrandis C, De Faucal D, Fabreguette JM, et al. Efficacy of Doppler-guided hemorrhoidal artery ligation with mucopexy, in the short and long terms for patients with hemorrhoidal disease. Tech Coloproctol 2020 Jan 9. doi: 10.1007/s10151-019-02136-1.
  3. Consalvo V, D’Auria F, Salsano V. Transanal hemorrhoidal dearterialization with doppler arterial identification versus classic hemorrhoidectomy: a retrospective analysis of 270 patients. Ann Coloproctol 2019 May 31. doi: 10.3393/ac.2017.09.04.
  4. Garg P, Singh P. Adequate dietary fiber supplement and TONE can help avoid surgery in most patients with advanced hemorrhoids. Minerva Gastroenterol Dietol 2017; 63 (2): 92-96.
  5. Watson AJ, Hudson J, Wood J, et al; eTHoS study group. Comparison of stapled haemorrhoidopexy with traditional excisional surgery for haemorrhoidal disease (eTHoS): a pragmatic, multicentre, randomised controlled trial. Lancet 2016 Nov 12;388(10058):2375-2385.
  6. Chivate SD, Ladukar L, Ayyar M, et al. Transanal suture rectopexy for haemorrhoids: Chivate’s painless cure for piles. Indian J Surg 2012; 74 (5): 412-417.
  7. Burch J, Epstein D, Sari AB, et al. Stapled haemorrhoidopexy for the treatment of haemorrhoids: a systematic review. Colorectal Dis 2009; 11: 233-243; discussion 243.
  8. Dal Monte PP, Tagariello C, Sarago M, et al. Transanal haemorrhoidal dearterialisation: nonexcisional surgery for the treatment of haemorrhoidal disease. Tech Coloproctol 2007; 11 (4): 333–8; discussion 338–9.
  9. Altomare DF, Rinaldi M, La Torre F, et al. Red hot chili pepper and hemorrhoids: the explosion of a myth: results of a prospective, randomized, placebo-controlled, crossover trial. Dis Colon Rectum 2006; 49 (7): 1018-1023.
  10. Milligan ETC, Morgan CN, Jones LE, et al. Surgical anatomy of the anal canal and operative treatments of haemorrhoids. Lancet 1937;ii:1119–1124.

 

Bu gönderiyi paylaş